UNUTU
unuttum seni
senden dönen işaretini aşkın
adını duyduğumda seğiren ellerimle kaldım
kaldım ve unuttum
ormanları, çıplak dağlarını, ezilmiş yeşili, kokunu
yamaçlarında hayvanların saklandığı vadini…
bana vaat-edilen yaşamı usul usul unuttum
unut dedin unuttum adımı
yılları saydım unuttum
artık bir ölüm biçimidir adımız…
hiç görüşmemiş olmak nasıldır unuttum
köprülerde
köprülerden akan incelmiş sularda
akşamda yoksul bir telaş
suskun
deniz fenerini, balıkçı kayıklarını
rıhtımlarının usta kedilerini unuttum
hiç öpmemiş gibiyim çürümüş bir bankta dudakları mor bir
kadını
bana uzanan ellerini, yaşamı telaşı gibi bitmeyen yollar,
otobüsleri
bir koltukta geçirdiğim uzun geceleri unuttum
unuttum neresiydi gece geçtiğim dünya
eteğini rüzgara dolayan kadınımın yüzünü küçücük ellerini
dünyanın beni unuttuğunu unuttum
yağmurlu bir günde bir patikayı yürüdüğümüzü..
omuzlarında taşıdığın karaları, su yollarını
ayaklarının bıraktığı çukurlara dolduğumu
oradan baktığım dünyayı unutmadan unuttum..
DOĞAN ERGÜL
‘UYKULU YAĞMUR..’ , DOĞAN ERGÜL, Yitik Ülke Yayınları, Haziran 2007, 56 Sayfa..
“doğan ergül 20 mart 1968’de kars’ın arpaçay ilçesinde dünyaya gelmiş.. yıldız üniversitesi, mimarlık fakültesi şehir ve bölge planlama bölümünden 1992 yılında mezun olan doğan ergül’ün şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmıştır.. ilk şiir kitabı olan ‘aşkın ve suların öğleni’ adlı kitabı 2005 yılında babil yayınları’ndan çıkmıştır.. genç bir yaşta yakalandığı kanser hastalığı sonucu 2 haziran 2007’de istanbul’da vefat etmiştir.. ikinci şiir kitabı olan ‘uykulu yağmur’ kitabı vefat ettiği haziran ayında yitik ülke yayınlarından çıkmıştır..
geçenlerde mekanda demlenirken masanın üzerinde duran kitapların arasından ‘uykulu yağmur’ kitabını çekip ‘unutu’ şiirini okumaya başlayınca şirin sonuna doğru birden kafamda şimşekler çaktı.. ‘doğan ergül’ün bu güzel şiirinin ‘ayaklarının bıraktığı çukurlara dolduğumu’ dizesi birden aklıma büyük usta ‘majid majidi’nin 2001 yılı yapımı ‘baran’ adlı başyapıtının final sahnesini getirdi.. bu filmi izleyenler bilir filmin son sahnesi veda anıdır.. ‘lateef’, sevdiği ‘baran’ı bir bilinmeze doğru uğurlarken yağmur yağmaya başlar.. sevdiği ‘baran’ın lastik ayakkabısı çamurlu yolda derin izler bırakır ve o izlere yağmur suları dolmaya başlar.. işte ben o sahneyi hiç unutamam.. ‘ankaralı cevo’yla kaç kere o sahneyi oturup konuştuk hatırlamıyorum.. ‘majidi’nin sinema dehasının farkına vardığım birçok sahneden birisidir o.. sinemada şiirin izidir işte bu sahne.. ve bu sahneye yıllar sonra ben ‘doğan ergül’ün 2007 basımı ‘uykulu yağmur’ kitabında rastlamış oldum.. ‘doğan ergül’ün büyülü şiir dünyasında ‘majid majidi’nin izine rastlamak beni daha da duygulandırdı ve şiirlerini başka gözle okumaya başladım.. ‘doğan ergül’ün sinemayla çok ilgilendiğini sonradan öğrendim. ve belli ki ‘majidi’nin bu filmi ‘doğan ergül’ü de çok etkilemişti.. çok erken yaşta kaybettiğimiz bu değerli şairimizi saygıyla bu vesileyle anıyoruz burada..
şiirle ve sinemayla kalın..”
Crockett..
(majid majidi’nin ‘baran’ filmindeki yazıya konu sahne..)